Türkiye’de yaşanan ekonomik problemler otomotiv bölümünü de derinden etkiliyor. Ülkede düşen alım gücü ve demode vergi sistemi en ucuz arabaya ulaşmayı hayal haline getirdi. Bugün bakıldığında en ucuz arabanın bile neredeyse yarısı vergilerden oluşuyor. Vatandaş artık ayağını yerden kesmeyi bile bir ortaya getiremezken, üretimi Türkiye’de gerçekleşen modellere Avrupalı daha ucuza biniyor. Bugün Türkiye’de 10’dan fazla araba modelinin üretimi gerçekleşiyor. Bu modellerin eksiksiz hepsine yüksek euro kuruna karşın Avrupa’da sahip olmak daha ucuz. Yarı yarıya olmasa da yüzde 40’a yakın daha düşük fiyatlı modellere Avrupa’da binmek hiç de güç değil. Almanya’ya nazaran fiyatlara baktığımızda en düşük fark, yüzde 18’lerde.
Tabloda da verildiği üzere Türkiye’de Fiat Egea HB hibrit sahibi olmak için neredeyse 661 bin lirayı gözden çıkarmak lazım. Ancak Almanya’nın rastgele bir kentinde bu etiket yalnızca 520 bin lira. Şayet dolu bir Egea Cross hibrit almak istiyorsanız 155 bin liralık kur ve vergi farkıyla karşı karşıya kalmak hiç de şaşırtan olmayacak. Avrupa’ya İzmit’ten açılan Hyundai i10’da da maalesef birebir tabloyu yaşamak güç değil. Hyundai’nin Türkiye’de ürettiği i10’un manuel giriş versiyonu için bile 322 bin lira gerekirken, Almanya’da bu fiyat yalnızca 209 bin lira. Toyota Corolla HB hibrit modelinde de yüzde 37’lik etiket farkı bulunuyor.
Düşük dilimde araba kalmadı
Artan maliyetlerin yanı sıra Türkiye’de araç fiyatlarını bir de kur vuruyor. Buna demode vergi sistemi de eklenince fiyatlar arşa çıkıyor. Bugün tahminen de yüzde 50 vergi dilimde satılan bir model, güncellenmeyen matrahlar ve yüksek vergi oranları yüzünden yüzde 80’lik dilime giriyor. Girmeyenler ise artan kur paralelinde yüksek dilime dahil olmaya hazırlanıyor. Düşük vergi diliminde de neredeyse araba kalmadı.
Almanya yüksek euro kuruna karşın 323 bin lira daha ucuz
İki ülke ortasında fiyatlara baktığımızda ortada uçurum olduğunu görmek hiç de sıkıntı değil. Türkiye’de üretimi yapılan tüm modellerin Avrupa’da daha ucuza satılmasına kimse mana veremiyor. Oransal olarak yüzde 15 ile yüzde 38 ortasında değişen fiyatlar karşısında fiyat farkları 323 bin liraları buluyor. Vergi sistemi güncellenmediği için Renault bile Clio hibrit versiyonunu Türkiye’de satışa sunamıyor. Büyük heyecan ile üretilen Clio modeline yerli geriden el sallarken, yabancı satın alırken bile zorluk çekmiyor.
Uzakdoğu’nun Türkiye ilgisine ek gümrük vergisi
Elektrikli araç pazarı büyüdükçe model çeşitliliği de artmaya başladı. Çinli markalar birer birer Türkiye pazarına adım atarken, gelen ek gümrük vergisi dikkat çekti. TAYSAD Lideri Saydam “Şu anda tahminen anons etmek için erken lakin Uzakdoğulu firmaların Türk otomotiv endüstrisi ile yakından ilgilendiğini şimdiden söylemek isterim” dedi.
Türkiye’de elektrikli araç sayısı arttıkça, çeşitlilik de artıyor. Son 6 ay içinde elektrikli araçların sayısı her geçen gün katlanırken, hiç ismi bile duyulmayan birçok Çin markası da dünya pazarlarında uzunluk gösteriyor. Bunun örnekleri şimdilik Türkiye’de resmi olarak 3-4 marka hududunda kalsa da aslında Çinli elektriklilerin sayıları hayli yüksek. Bu alanda resmi yatırımların hızlandığı söylenirken, asıl hareketliliğin yılın ikinci yarısında olacağı iddia ediliyor. Bu hareketlilik üzerine ithalatta Ek Gümrük Vergisi Uygulanmasına Ait Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile ithalatında ek gümrük vergisi alınacak eserleri gösteren listeye elektrikli arabalar de eklendi. Böylelikle ithal elektrikli araçlara getirilen yüzde 10 ek gümrük vergisi, başta Çin ve Japonya olmak üzere Uzakdoğu’dan gelen elektrikli arabaların fiyatını vuracak. Husus hakkında kıymetlendirme yapan Taşıt Araçları Tedarik Sanayii Derneği (TAYSAD) Lideri Albert Saydam, yatırım konusunda değindi. Honda’nın ülkedeki fabrikasını kapatmasının yahut Volkswagen’in Manisa’daki yatırımından vazgeçmesinin küresel bir karar olduğunu aktaran Saydam, yeni yatırımlar konusunda umutlu olduklarını belirtti. Doblo üretiminin İspanya’ya transfer edilmesinin de hatırlatılması üzerinde Saydam “Bir yandan bir model gidiyor lakin başka tarafta sonrası için daha büyük yatırımlardan bahsediliyor. Karşımızdaki muhataplar, ana endüstriler bunu söylüyor. Türkiye’de yatırımı olmayan ana sanayi ve büyük tedarikçi firmaların CEO’ları, Türkiye’yi yakından takip ediyor. Şu anda tahminen anons etmek için erken lakin Uzakdoğulu firmaların Türk otomotiv endüstrisi ile yakından ilgilendiğini şimdiden söylemek isterim. Bu bahiste görüşmelerin olduğunu söyleyebilirim. Şu anda Türkiye’de anons edilen tüm yatırımlar elektrikli araç üzerine. Şu anda olan batarya yatırımlarının ya da elektrikleşme yatırımlarının yakın gelecekte yapılan anonslarla devam edeceğini görüyoruz. Bunun da olumlu sonuçlarının önümüzdeki 6 ayda çeşitli yatırım anonsları olarak döneceğini biliyoruz. Şu anda olan batarya yatırımlarının ya da elektrikleşme yatırımlarının yakın gelecekte yapılan anonslarla devam edeceğini görüyoruz” formunda konuştu.
LPG’li Civic’e güç takviyesi
Japon üretici Honda yeni Civic ile pak bir sayfa açtı. Markanın uzun müddettir üzerinde çalıştığı modeli bir evvelki versiyonuna nazaran, artık daha sade bir dizayna sahip oldu. Dizel motor seçeneğine artık son veren marka ECO ismiyle pazarladığı LPG seçeneğini turbo ile güçlendirirken, 11’inci jenerasyonunda de güce kavuştu. Bizim de konuğumuz olan Yeni Honda Civic Eco, yakıt verimliliği ve hızlanma performansı üzere evvelki jenerasyonun güçlü tarafları korumakla kalmadı üstüne ekledi. Daha yeterli bir hale gelen CVT şanzımanla kombine edilen model 1.5 litre VTEC Turbo LPG motor seçeneğine sahip. Evvelki jenerasyonundan bir tık daha güçlenen LPG’li versiyon artık 129 beygir güce 180 NM torkla gücünü ön tekerlere aktarıyor. Tam dolu LPG tankıyla çabucak hemen kent içinde 300 kilometre düzeylerini gören arabanın ortalama yakıt tüketimi ise 6 litre düzeylerinde. Aracın bagaj hacmi ise 512 litre. Civic Sedan’da şoför ve yolcu güvenliği için alınan önlemler de dikkat çekiyor. 11’inci kuşak Civic Sedan sunulan Honda SENSING teknolojisi ile evvelki kuşaktan iki kat daha geniş (50 derece yerine 100 derece) alanı tarayan ön kamera kullanılıyor. Honda’nın gelişmiş sürüş takviye teknolojileri ise inançlı bir seyahat tecrübesi sunuluyor. Evvelki kuşak Civic Sedan modellerinde bulunan güvenlik donanımlarına ek olarak Executive+ paketinde sunulan ve sağ yan ayna altına monte edilen kamera ile çalışan Lanewatch özelliği sayesinde yolun sağ tarafı multimedya ekranında görüntülenebiliyor.
Büyük motor düşük tüketim
Mazda, yeni geliştirdiği dizel motorunu tanıttı. Yeni teknolojilerin adapte edildiği e-Skyactiv D turbo beslemeli dizel motor, DCPCI, yani Dağıtım Kontrollü-Kısmen Evvelce Karıştırılmış Sıkıştırma-Ateşleme ismi verilen sistem sayesinde daha pak bir yanmaya ve ultra düşük emisyona ulaşabiliyor. 3.3 litrelik turbo beslemeli dizel motor, 200 HP ve 254 HP’lik gücüne rağmen, WLTP normlarına nazaran 100 km’de ortalama 4,9 litre yakıt tüketimi ve 127 g/km emisyon bedellerini yakalıyor. Markanın yeni 3.283 cc hacmine sahip dizel motoru, uzunlamasına yerleştirilmiş elektrik denetimli common-rail direkt enjeksiyon, 48V Mazda M Hybrid Boost teknolojisi ve DCPCI “Dağıtım Kontrollü-Kısmen Evvelce Karıştırılmış Sıkıştırma-Ateşleme teknolojisi sayesinde daha düşük yakıt tüketimi, daha yüksek güç ve mümkün olan en düşük emisyon oranlarına ulaşabiliyor.
MINI’ye elektrikli kardeş geliyor
MINI yeni elektrikli modeli Concept Aceman’ı tanıtmaya hazırlanıyor. Model markayla özdeşleşen go-kart hissiyle, öncesinde hiç tadılmamış sürükleyici bir dijital tecrübeye ve etraf dostu olmaya odaklanıyor. KÜÇÜK markasının evvelki modellerinde çokça kullanılan krom ayrıntılar Yeni KÜÇÜK Concept Aceman arabasında büsbütün kaldırılıyor. Markanın sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda direksiyon, koltuk, ön konsol ve gibisi üzere alanlarda çokça kullanılan ve premium ile lüks algısını artıran ayrıntı ögeler da yerini yüksek kalitede geri dönüştürülmüş kumaş gereçlere bırakıyor. Arabada yer alan ve çok fonksiyona sahip işlevsel düğmeler geriden aydınlatmalı kumaş yüzeylerin altına entegre edilerek kullanıma sunuluyor.
Stellantis’e ikinci bayan CEO
Stellantis’in küresel yapılanmasında Türk yöneticilerin sayısı artmaya devam ediyor. Peugeot Türkiye Genel Müdürü olarak 2017 yılından bu yana misyon yapan İbrahim Anaç, Stellantis’in dünya çapındaki 6 büyük bölgesinden bir tanesi olan, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde (MEA Chief Operating Officer) Samir Cherfan’a bağlı olarak Stellantis Ticari Faaliyetlerden Sorumlu Lider Yardımcısı vazifesine getirildi. Anaç, yeni vazifesi dahilinde 65 ülkeden sorumlu olacak. Küresel vazifesine transferinin akabinde Peugeot Genel Müdürlüğü vazifesine de Gülin Reyhanoğlu getirildi. Reyhanoğlu böylelikle hem Stellantis Türkiye çatısı altındaki markalar ortasında hem de Türkiye otomotiv bölümündeki markalar içerisinde vazife alan ikinci bayan genel müdür de olacak.
Hyundai’den rekor satış
Avrupa Araba Üreticileri Birliği’nin (ACEA) son datalarına nazaran, Hyundai daldaki talep azalmasına karşın 2022’nin birinci yarısında Avrupa’da çok güçlü satış sayılarına ulaştı. Hyundai, 6 aylık mühlet zarfında pazar hissesini geçen yıla nazaran yüzde bir puan artarak yüzde 4,7’ye ulaştı. Marka ismine rekor sayılan bu artışla birlikte Hyundai toplam olarak 262 binden fazla araç satışına imzasını attı. Geçtiğimiz yılın birebir periyoduna nazaran yüzde 8,8’lik bir artış kaydeden Hyundai, daldaki en geniş sıfır emisyonlu eser gamına sahip markalardan biri. Elektrifikasyonda liderliğe gözünü diken Hyundai’nin elektrikli modellerdeki satış yüzdesi ise 18. KONA Elektrik modeliyle son 3 yıldır inanılmaz bir atılım gerçekleştiren Hyundai, Eylül ayında Türkiye’de de satışa sunacağı IONIQ 5 modeliyle de savını pekiştiriyor.
