Timaş Yayınları’ndan çıkan Uğur Üçüncü ve Hikmet Köksüz’ün kaleme aldığı 6-7 Eylül 1955 Olayları kitabında, Selanik’te Atatürk’ün meskenini bombalama kuşkusuyla yargılanan Hasan Uçar’ın ve Oktay Engin’in mahkeme sözleri ve mektupları birinci kere yayımlandı.
Selanik’te Atatürk’ün meskeninin bombalanması olayında Yunan mahkemeleri tarafından yargılanan ve savcılığa hatasını itiraf ettiği sav edilen Hasan Uçar, kitapta yer alan mahkeme kayıtlarına nazaran ise yargılama sırasında verdiği sözleri reddediyor. Başkonsoloslukta kavas olarak vazife yapan Uçar, hapishane yöneticilerinin telkinleri ve baskıları sonucunda Atatürk’ün meskenini bombalama hareketini kabul etmiş.
Uçar, 19 Eylül 1955’te hapishaneye girmesinin akabinde hapishanede vazifeli Comminos isimli kişi tarafından kendisine bombayı koyduğunu söylemesi hâlinde özgür bırakılacağı istikametinde telkinde bulunduğunu belirtiyor. Hasan Uçar, Comminos ve savcıya, kendisine dikte ettirilen ifadeyi verme karşılığında Yunan tarafından üç şey istediğini söylüyor. Bunlar; hapishaneden çıkarılması, iş bulunması ve duygusal bağ kurduğu konsolosluk hizmetçisiyle evlendirilmesi. Uçar, bu taleplerinin kabul görmesi sonucunda bombalama hareketini kendisinin yaptığı itirafında bulunuyor.
Yunan savcının hazırladığı iddianamede kanıt olarak sunulan mektupları ise Uçar, Kartalis isimli Yunan istihbaratından olduğu düşünülen kişinin kendisine zorla dikte ettirerek yazdırdığını, tahrikçi üzere pek çok kelimeyi bilmemesine karşın bunları mektuba yazdığını söz ediyor.
19 Temmuz 1957’de açıklanan kararla Hasan Uçar, Yunan devletine maddi ve manevi ziyanlar vermekten, bir başka sanık Oktay Engin ise Uçar’ı bombalama aksiyonuna azmettirmekten hatalı bulundu.
Hasan Uçar’a 2 sene, gıyaben yargılanan Oktay Engin’e ise 3,5 sene ceza verilmişti. Mahkeme, Hasan’ın 17 Eylül 1955-15 Haziran 1956 ortasında, Oktay Engin’in de 26 Eylül 1955-15 Haziran 1956 tarihleri ortasında tutuklu kaldığı günler düşüldüğünde Hasan’ın 1 sene 3 ay 2 gün, Oktay Engin’in ise 2 sene 9 ay 9 gün mahpus yatmalarına karar verdi. Mahkeme, kararın temyizi hâlinde Oktay Engin’in cezasının ertelenmemesine, Hasan Uçar’ın ise 5.000 drahmilik kefalet yatırılması hâlinde cezasının geciktirilmesine ve mahkeme masraflarının da sanıklara ödettirilmesine karar verilmişti.
Türkiye, Atina Büyükelçiliği’nin talebiyle sanıkların mahkeme masraflarını ödemeyi kabul etti.
Azmettiricilikle suçlanıp tutuksuz yargılanırken Türkiye’ye kaçan Oktay Engin’in sonrasında sırasıyla kaymakamlık, emniyet genel müdür yardımcılığı ve valilik yaptı. Babası Faik Engin de oğlundan sonra ailecek Türkiye’ye gelince devlet ailenin talebi üzerine Eminönü’nde bir mesken ve Aksaray Parkı içerisinde bir dükkân aylık 100 lira kira ile kendilerine tahsis etti. Burada züccaciye işi yapan Faik Engin işleri âlâ gitmemiş, borçları nedeniyle hacze düşmüş, lakin haciz uygulanmamıştı.
Kavas Hasan Uçar ise da eşiyle birlikte özgür göçmen statüsünde sığındığı Türkiye’de devletin Engin ailesine verdiği takviyesi göremedi. Müellif Uğur Üçüncü bunun en kıymetli sebebi olarak Yunanistan’daki mahkeme sürecinde Uçar’ın kararsız tavrı ve yargılama sürecinin başında Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ni zan altında bırakan sözlerde bulunmasını görüyor.